Aile içi şiddet nedir? 

Aile içi şiddet, ailede çözülemeyen geçmiş ve şimdiki zamana ait aile gündemindeki sorunların fiziksel, duygusal ve ekonomik olarak baskı, güç uygulanarak çözülmeye çalışılması ve rahatlatıcı olmaktansa ağır psikolojik, sağlık ve güvenlik açısından kimseyi memnun etmeyen öfkeli bir iletişim biçimidir. Aile içi şiddet, eskiden gazetelerin 3. Sayfa haberlerinden varlığını algıladığımız, bugün ise gündeme düşen cinayetler sonrası ciddiye alıp hatırladığımız ancak sonrasında hiç yokmuş gibi hafife aldığımız bir problem çözümü veya çözememe durumu. Mesleki ve hayat deneyimlerimden şunu rahatlıkla ifade edebilirim: aslında aile içi şiddet bir kişinin büyürken rahatsız olduğu davranışları ailenin diğer üyelerine yapmasıdır. Ayrıca, aile içi şiddet, genelde etkili problem çözümü yöntemleri ailede geliştirilmediğinde yaşanmaktadır. Aile içi şiddet nelerdir? Aile içi şiddet, aile üyelerinin birbirine veya ittifaklar kurarak ailenin diğer bir ya da birden fazla üyesine yaptıkları hafiften ağıra giden bir düzeyde güç uygulaması ve kazanmak için düşmanca davranmasıdır. Aslında, aile içi şiddet psikolojik oyundur. Kazanmak ve diğerinin yenilmesi amacıyla oynanır. Fiziksel şiddet, aile içi şiddetin somutlanmış ve görülebilir halidir ancak psikolojik şiddet de ilişkilerde fiziksel şiddetten daha ağır etkiler yaratır. Yani, “Ailemizde şiddet yoktur.”, “Dayak bizde olmaz.”, “Ara ara küslükler olur.”, “Ailem beni teyzemin çocuğu ile çocukken kıyaslardı.” şeklindeki ifadeler de psikolojik olarak şiddetin ailede duygusal açıdan uygulandığını gösterir.

Aile içi psikolojik şiddet nasıl olur?

Aile içi psikolojik şiddet aşağıdaki şekillerde olmaktadır:
  • Küsmek,
  • Ağır laf söylemek,
  • İmayla laf sokmak,
  • Dışlamak,
  • Başkalarıyla kıyaslamak,
  • Sosyal ortamda rencide etmek,
  • Vurmak,
  • Tehdit, taciz, fiziksel eziyetlerde bulunmak,
  • Tehdit, tacizin görülmemesi, ifade edilememesi ve görmezden gelinmesi,
  • Köle gibi kullanmak,
  • Dinlenmesine izin vermemek,
  • Affedilemeyen bir konu travmayı (üzücü ağır veya ciddi anı) hatırlatarak suçlamak,
  • İnsani açıdan sağlıklı hayat, eğitim, maddi ve gelişimle ilgili ihtiyaçların karşılanmaması,
  • Sadece bir aile üyesine özel davranılması,
  • Kararlarına karışmak ve istediği yönde baskı uygulamak,
  • Aile içinde kendisine olmasa da bir diğer aile üyelerinin maruz kaldığı şiddete tanık olmak.
Her ne kadar, aile içi şiddetin şekillerini tek tek yukarıda saysak da çoğunlukla bu şiddet örneklerinin birden fazlası veya çoğunluğu aile içi şiddet sarmalından çıkılmadığında ağırlaşarak birlikte görülmektedir. 3 sayfa haberleri veya gündemimize düşen aile içi şiddet sonucu yaşanan cinayetlerde de bunun örneklerine tanık oluyoruz maalesef.

Aile içi şiddetin sebepleri

Aile içi şiddet, içe atılan öfkenin kendimiz ve aile üyelerine olan yansımasıdır. Probleme, strese sebep olduğu düşünülen aile üyesi veya üyelerine öfke yöneltilmesidir. Bu öfke, gizlenmiş bir şiddet (pasif-agresif) olabileceği gibi, patlamalarla da olabilen bir öfke şeklinde de çıkar. Duygusal açıdan altta sebep olarak öfke bulunur. Aile içi şiddetin diğer sebeplerine baktığımızda özellikle çocukluk çağını geçirdiğimiz ailemizin şiddet içeren davranışlarını istesek de istemesek de örneklemiş olmamızdır. Stres altında insanın fabrika ayarlarında ne varsa problem çözümü olarak çıkabilmektedir. Örneğin, “Hiç istemesem de kendi annem/babam gibi çocuklarıma bağırdım.”, “Eşime karşı annem/babamın davrandığı gibi elimde olmadan davranıyorum.” gibi ifadelerde kişiler ebeveynlerinin davranışları veya aile içi iletişim şekillerini tekrarlamaktadırlar. Buna, ek olarak yakın çevremizdeki insanların birbirlerine davranışları örnek verilebilir. Diğer sebeplere baktığımızda ise, öfke ve ebeveynlerimizin davranışlarına ek olarak stres yaratan, kişinin hayatını tehlike altına sokan olağandışı durumlar ve bunlar karşısında çözümsüz, çaresiz kalındığında bunun aile içi şiddete sebep olmaktadır. Son olarak da, kişilerin aile içi şiddeti çözebilmek için yöntemlerin neler olduğunu bilmemeleri bunu değiştirmek için ailenin uğraş vermek istememesi ve çözüm aramaması da aile içi şiddeti arttıran faktörlerdir.

Şiddet nedir? Şiddetin türleri

Şiddet, yukarıda ele alındığı gibi duygusal, fiziksel, ekonomik şiddet olarak ele alınabilir.  Hafiften ağıra öfkenin aile üyelerine aktarılmasıdır. Hayatın içinde şiddet, insanın içinde öfke vardır. Bu şiddet ve öfke, çözümsüzlük veya çaresizlikle fiziksel, duygusal ve ekonomik baskı olarak ortaya çıkar. Aile içi ilişkilerde maalesef aile ve bireylere zarar vermekte ve yıllar geçse de kişi ve ilişkilere unutulamayan hasarlar bırakabilmektedir. Ülkemizde oldukça yaygın olan aile içi şiddet, pek çok kişinin ruhunda onarılması zor derin yaralar açıyor. Üstelik pek çok kişi bunun şiddet olduğunu fark etmiyor bile. Tam da bu noktada, şiddetin yalnızca fiziksel olmadığını hatırlatmak isterim. Duygusal, psikolojik, fiziksel ve cinsel şiddet bazen tek tek bazense bir arada varlığını gösterebiliyor. Eşler arasında yaşanan ve şiddet barındıran çatışmalar çocukları da fazlasıyla etkiliyor. Bilerek veya bilmeden, çocuklara da aile içinde oldukça fazla şiddet uygulandığını üzülerek söyleyebilirim. Pek çok çocuk şiddet olan ailelerde büyüyor ve ileride de kendisi şiddet uyguluyor. Şiddet oldukça geniş, üzerinde saatlerce konuşulabilecek bir konu. Bense bu yazımda aile içi şiddetin etkilerinin farkına varmak ve önlemek adına neler yapabileceğimizden bahsetmek istiyorum.

Ailede Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Etkileri

Ailede şiddet, maalesef ülkemizde çok fazla rastladığımız bir problemdir. Genellikle bu konuda şiddeti uygulayan kişi suçlu olarak görülse ve algılansa da unutulmamalı ki şiddet hem uygulanan kişiye verdiği kadar uygulayan kişiye de zarar verir. Öncelikle şiddetin şiddeti doğurduğunu bilmeliyiz. Ailesinin içinde şiddet uygulandığına şahit olmuş bir genç, bazen sevmeyi bazense sorun çözmeyi yalnızca şiddetten ibaret olarak görebilir. Çünkü o yaşa kadar gördüğü ve öğrendiği odur. Aile içi şiddetten en fazla çocukların etkilendiğini söylemek kimseyi şaşırtmaz sanıyorum. Hayatlarının ilk yıllarında dünyayı sevgiyle ve güvenle keşfetmeleri gereken çocuklar şiddetin olduğu bir ailede büyürken hem ihtiyaçlarından mahrum kalır hem de oldukça fazla zarar görürler. İroniktir ki pek çok aile çocuklarına şiddet içerikli çizgi filmler içerikler izlemesinler diye canla başla mücadele ederken, akşam yemeği sofrasında kavgaya tutuşup da çocuğunun yanında eşini küçümseyip, hor görüp, dövebiliyor. Çocuklar hayata dair pek çok şeyi anne babalarından öğrenir. Şiddet olan ailelerde yetişen çocukların pek çoğu anne babası tarafından dövülmenin tek ilgi kaynağı olduğunu öğrenmiştir. Bu yüzden özellikle sonucunda şiddet göreceği davranışlar sergileyen pek çok çocuk var. Şiddet sevgiyi azaltır ve sevginin olmadığı yerde büyür. Sevginin olmadığı yerde güven olmaz. İnsan, güvenmeye ve sevmeye ihtiyacı olan bir canlıdır. Bu ihtiyaçlarından mahrum bırakılan kişilerde duygusal hasarlara rastlanmaması pek de mümkün değil açıkçası. Aile içi şiddet, yine üzülerek söylüyorum ki pek çok kişinin hayatında büyük bir travma olarak yerini almış durumda.

Aile İçi Şiddeti Önlemek İçin Neler Yapılabilir?

Aile içi şiddeti önlemek için öncelikle çocuklarımızı sevgi ve güven ortamında yetiştirmeliyiz. Çocukların şiddete doğrudan ve dolayalı olarak maruz kalmaması çok büyük önem arz ediyor. Elbette şiddete karşı olan tutumunuz da çok önemli. “Oh ne güzel dövmüş”, “Aferin ağzını yüzünü benzetmiş”, “Muhakkak hak etmiştir o yapılanı” gibi  söylemler, çocukların zihninde yer eder. Cinsiyet eşitliğini, hiçbir cinsiyetin bir diğerinden üstün ya da aşağıda olmadığını çocuklarımıza erken yaşta kavratmalıyız. Çocuklarımızın eğitimine iletişim ve problem çözme becerilerini muhakkak eklemeliyiz. Şiddet genellikle öfkeyi uygun şekilde ifade ve kontrol edememekten kaynaklanır. Çocuklarımıza öfkelerini nasıl kontrol yönetebileceklerini öğretmeliyiz. Çocuklarımıza muhakkak sınırları ve “hayır” kelimesinin anlamını öğretmeliyiz. Hayırın yalnızca hayır olduğunu öğrenmemiş bir kişi yetişkinliğinde hem kendisi zarar görür, hem de zarar verme riski taşır. Çocuklar sınırları ve kuralları öğrenmeli ki başkalarının hak ve hürriyetlerine müdahale etmemeleri gerektiğini kavrasın. Şiddeti yalnızca bireysel önlemlerle değil toplumsal olarak alınan önlemlerle de engelleyebiliriz. Bu noktada şiddet eylemlerine gerekli ve caydırıcı cezaların verilmesi, şiddet uygulayan ve uygulanan kişiye ruh sağlığı desteği sağlanması, okul müfredatlarında çatışma çözümü, cinsiyet eşitliği, iletişim becerileri gibi şiddeti kaynağından yok edecek içeriklerin eklenmesi büyük önem taşımaktadır. Şiddeti önlemenin en önemli yolu şiddetin karşısında susmamaktır. Aile içi şiddetin olduğu bir evdeyseniz, profesyonel destek almalı ve bu problemin en kısa sürede çözülmesi için gerekli yerlere başvurmalısınız.  

Aile içi şiddet, çocuğun büyürken içine kapanmasına veya gördüğü şiddeti başkalarına uygulaması şeklinde gözlenmektedir. Sevgi alamadığı için öfkeli ve mutsuz olabilmektedir. Ailede kendinden güçlü olduğu aile üyelerinin sevgisini alamadığı için yalnız hisseder. İlişkiyi kaybetmemek için de yalana başvurabilir. İstemese de ileride, benzer davranışları sergileyebilir.

Aile içi şiddete maruz kalanlar, Bu şiddeti uygulayan kişiye duygularını ifade etmeli veya sınır koymaya karar vermelidir. Ancak, bu karar hemen hayata geçemese de kararın arkasında durulmalıdır. Aile içi şiddet başladığında aşamalar vardır, hafiften ağıra doğru ilerledikçe geri döndürme kararı almaktır. Bazen şiddet devam ediyor ve aile içinden veya yakın çevreden müdahale edilemiyorsa, mutlaka bir psikiyatriste şiddet gören ve uygulayanlara destek için başvurulmalıdır. Ağır bir şiddet durumu ve hayati risk varsa kolluk kuvvetleri (polis veya jandarmaya) 112 ile başvurulmalıdır. Ayrıca, hukuki haklarınız konusunda bir avukattan destek alınmalıdır. Bu ağır şiddet durumları kontrol altına alındığında ise mutlaka psikiyatrist ilaç desteği ve ayrıca psikoterapi desteği gerekmektedir.

Aile içi şiddet, aile üyelerinin birbirine veya ittifaklar kurarak ailenin diğer bir ya da birden fazla üyesine yaptıkları hafiften ağıra giden bir düzeyde güç uygulaması ve kazanmak için düşmanca davranmasıdır. Aslında, aile içi şiddet psikolojik oyundur. Kazanmak ve diğerinin yenilmesi amacıyla oynanır. Fiziksel, duygusal, sosyal ve ekonomik şiddet olarak ortaya çıkar. Genelde, fiziksel şiddet akla gelse de, küsmek, imayla laf sokmak, sadece bir aile üyesine özel davranılması, kararlara müdahale, maddi manevi ihtiyaçların yok sayılması ve başka bir aile üyesine uygulanan şiddete tanık olmak ve müdahale edememek de bir şiddettir.

Yorum Yaz

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.